Bilim İnsanları son yıllarda gerçekleştirdikleri teorik çalışmalar sonucunda Evrenin "sona" erme ihtimalini hesapladılar. Şu anda mevcut bilgi ve gözlemlerin sonucunda kıyametin kopma ihtimali %50 gibi oldukça yüksek bir değer olarak hesaplanıyor. Bilimsel olarak karşımızda 2 seçenek var: Evren ya hiç durmadan şimdiki hızıyla bir son, bir kıyamet olmaksızın sonsuza kadar genişleyecek ya da bir gün genişleme duracak ve tüm sistem kendi içine çökecek. Evren her saniye alabildiğince genişleyip şişiyor. Galaksiler birbirlerinden uzaklaşıyor, bizden daha uzak galaksiler daha hızlı uzaklaşıyor. Bu uzaklaşma hızına "Hubble Sabitesi" deniyor. Kozmoloji uzmanları Hubble sabitesinin değişmezliğini iyice araştırdıktan sonra gözleri evrenin kendi iç kütlesine çevirdiler. Teorik olarak 2 Evren modeli oluşturdular. Eğer Evrennin kütlesi belirli bir değerin üzerindeyse genişleme duracak evren kendi içine çökecek. Buna KAPALI Evren Modeli dediler. Eğer Evrenin kütles...
Uzay – Zaman Bükülmesi, Muhteşem Bir Olay!
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Uzay ve zaman birbirine bağlı. Madde ve enerji bu uzay ve zamanı büküyor. İşte kütle çekim bu. O şiirsel sistemi konuşalım mı biraz?
Mahdokht yazdı...
Madde ve enerji uzay ve zamanı büker. Bunu klasik bir örnek ileanlatayım, meramımız net olarak anlaşılsın.
Şimdi bir göle taş attığınızı düşünün. Gölün yüzeyinde dalgalaroluşmaya başlar. Dalgaların oluşmasına sebep olan şey attığımız taştır.
Taşın varlığı uzay ve zamanda dalgaların oluşmasına sebep olur. Taş,uzay ve zamanı büker. İşte, tam olarak kütle çekimi bu.
Eğer taş atmasaydık gölün yüzeyi hep düz kalacaktı. Yani, uzay vezaman da madde olmadan düzdür. İşin içine bir taş/yıldız girmeye görsün..
Yıldızların, kara deliklerin vs. muazzam kütleleri uzay ve zamandokunsunda büyük çöküntülere sebep oluyor.
Bu çöküntünün yanından geçen her şey buraya yuvarlanır ve o muazzamkütlenin etrafında dans etmeye/dönmeye başlar.
Dünya da, uzay- zaman boyutunda, Güneş'in oluşturduğu çöküntüdehareket eden bir madde.
Maddeler hareket ettikçe, uzay ve zaman boyutunda dalgalanmalaroluşuyor. Einstein, 100 yıl önce bu dalgaların var olduğunu söylemişti.
Einstein, çağının çok ötesinde bir zekaya sahipti. Söz ettiğidalgaların doğrudan gözlemlenebilmesi çok ileri bir teknoloji gerektiriyordu.
İşim çıktı, yarım kaldı. Böyle yarım kalmasın. Bilim insanları, kütleçekim dalgalarını gözlemlemek için çok uğraştı.
Kütle çekim dalgaları, 14 Eylül 2015 tarihine kadar doğrudangözlemlenemese de dolaylı yollardan gözlemlendi.
Çok hassas aletler gerekiyordu. Öyle dakikalarca süren bir olay dadeğil. Milisaniye!
2000’li yıllarda dünyanın en büyük kütle çekim dalgası gözlemevi'LIGO'( Lazer Girişimölçer Kütle çekim Dalga Gözlemevi) projesine başlanldı
Gözlemevi diyorum ama bildiğimiz gözlemevleri gibi dağın tepelerinekurulmadı.
Bakın: Kütle çekim dalga dedektörünün havadan görüntüsü:
LIGO'nun kurucularından biri de Kip Thorne. İnterstellar filminden de hatırlarsınız :) Filmin ilham kaynağı :)
LIGO’nun merkezi Caltech ve; Hanford, Washington, Livingston, Louisianada dalga dedektörleri var.
İtalya, Fransa, Hollanda’daki bilimciler de bir girişim ölçer kurmuş.Japonlar da bir dağın altına kurmuş.
Hepsi birlikte çalışıyor ve Dünya’ya gelen kütle çekim dalgalarınıyakalamaya çalışıyorlar.
Peki, kütle çekim dalgası nedir yani neden insanlar durduk yeremilyarlarca para ve emek harcayarak böyle bir şeyin peşine düşmüşler?
Göle taş atılması örneğini vermiştim.Kütle çekimi dalgaları,göle taşınatılmasıyla oluşan dalgalara benzer.Uzay-zaman dokusunun dalgalanması
Genel Görelilik Kuramı, ivmelenen kütlelerin kütle çekim dalgasıyayacağını söylüyor. Uzayda yol alan bu dalgalar uzay-zaman dokusunda
değişikliklere sebep olur. Tabii, bu değişiklikleri belirlemek çookzor. Kütle çekim dalgaları, kara delikler ya da nötron yıldızları
çarpıştığında çok farklı bir şekilde ortaya çıkar. Uzay-zaman dokusudelice dans eder.
Arkadaşınızın elini tutup dönmeye başlarsanız kütle çekim dalgalarıortaya çıkar ama o kadar küçüktür ki, algılamak çoook zor.
Yüzyıllar sonraki ileri teknolojilerle belki :) Kütle çekimdalgalarını algılamak için daha kütleli cisimlere yönelmek gerek.
Kara delikler ve nötron yıldızları. Bunlar çok çok ağır. Evreninbükülmüş yüzü. Bükülmüş uzay ve zaman.
Bir denizde iki kayığın çarpışması ile iki büyük yük gemisininçarpışmasının denizde yaratacağı dalgalarının etkilerini karşılaştırırsanız
demek istediklerim hasıl olacak. Yazıyı daha fazla uzatmadantoparlayayım.
Gelelim 14 Eylül 2015'e:
1.3 milyar yıl önce, 36 ve 29 Güneş kütlesinde iki kara delik, 62 Güneş kütlesi oluşturmak üzere birleşmişler.Uzay-zaman delicesine salınmış.
Son olarak;
14 Eylül 2015'te, dalga dedektörleri, 1.3 milyar önce olan bu karadeliklerin ölüm dansının sinyalini yakalıyorlar.
Ve bu 0.2 saniye sürmüş. Bu dalgalar, Dünya’yı nanometre'nin 100 binde biri kadar genişletip daraltmış. Muazzam bir olay.
Yorumlar
Yorum Gönder